Irak Siyasi Krizi

Ömer Faruk ÖZTÜRK

Ağustos 2022’nin son günlerinde Irak’ta yaşananlar tüm dünyanın dikkatini bu ülkeye çekti. Irak’ta 29 Ağustos sabahı başlayan gösteriler akşama doğru silahlı çatışmalara dönüştü. Irak’ta bir iç savaş mı başlıyor? Sorularını gündeme getirdi. Irak’ı bu noktaya getiren sürecin izini 2003 yılında başlayan ABD işgaline kadar sürmek mümkün. Bu işgalin bölgesel ve küresel pek çok etkisi olduğu gibi Irak’ın iç siyasi sistemini de kökten değiştirdi. Irak, 1921 yılında krallık olarak kurulmasından ABD işgaline kadar merkezi ve otoriter bir şekilde yönetilmiştir. Her ne kadar 1958 yılında cumhuriyet ilan edilmiş olsa da ülkede halk egemenliğine dayalı bir sistem kurulamamış, darbeler ve diktatörler Irak siyasi sisteminin bir parçası haline gelmiştir. ABD işgalinden önce Irak’ta 30 yıllık bir Saddam Hüseyin yönetimi vardı. Önceki yönetimler gibi ülkeyi merkezi ve otoriter bir şekilde yöneten Saddam Hüseyin, ABD işgali ile devrilmiş ve idam edilmiştir.

Irak Siyasi Sisteminde Değişim

Saddam Hüseyin sonrası dönemde Irak’ta iktidarı üç büyük etnik grup olan Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında paylaştıran yeni bir siyasi sistem kurulmuştur. Bu yeni sisteme göre parlamento başkanlığı Sünnilere, başbakanlık Şiilere, cumhurbaşkanlığı ise Kürtlere verildi. Bu pozisyonlara Şii, Sünni ve Kürt yardımcılar atandı. Bu yardımcılar, görevde bulunanlarla farklı etnik kimliklerden seçilmiştir. Temelde ülkedeki üç büyük etnik kimliğin işbirliğine dayanan bu sistemde muhalefet unsuru bulunmamaktadır. Bu sistem ile parlamentoya giren Şii, Sünni ve Kürt partilerin tamamının yer aldığı ulusal birlik hükümetleri kurulmuştur. Sisteme göre parlamento oy çokluğuyla önce Sünni bir meclis başkanı, ardından da Kürt bir cumhurbaşkanı seçiyor. Seçilen Kürt başkan, hükümeti kurma görevini en çok oyu alan Şii partiye veriyor.

Ancak tasarlanan bu sistem Irak’a istikrar getirmemiş ve partilerin kendi içlerinde konsolide olmalarına neden olmuştur. Muhalefetin yokluğunda yönetimin hesap vermesinin önü tıkanmıştır. Devlet kurumlarının üç grup arasında bölünmesi, kurumlar arası mücadeleye ve en temel kamu işlerinin yürütülememesine neden olmuştur.

Irak’ta Erken Seçimler ve Şii Gruplar Arasındaki Bölünme

Ekim 2019’a gelindiğinde, halkın hükümeti protesto etmeye başlamasıyla siyasi sistemde sorunlar patlak verdi. Protestolar sonucunda Başbakan Adil Abdülmehdi istifa etmiş ve o dönemde İstihbarat Servisi Başkanı olan Mustafa el-Kazım geçici başbakan olmuştur. Ekim 2019’da yapılan Irak erken seçimleri sonucunda Sadr Hareketi 329 sandalyeli parlamentoda 73 sandalye kazandı. Hareketin lideri Mukteda es-Sadr, önceki dönemlerden farklı olarak ulusal birlik hükümeti kurmak yerine ulusal çoğunluk hükümeti kurmak istedi. Sadr, eski Başbakan Nuri el-Maliki’yi kesinlikle hükümetinde istemiyordu. Bunun temel nedeni Nuri el-Maliki’nin 2008 yılında başbakanlığı döneminde Sadr’ın liderliğindeki Mehdi Ordusu’na karşı başlattığı operasyonlardır. Mukteda es-Sadr’ın milis gücü olan bu grup daha sonra Seraya es-Selam’a dönüşmüştür.

Sadr’ın Maliki’yi yeni hükümetten dışlama isteği diğer Şii partiler tarafından kabul görmemiş ve Hadi El Amiri, Nuri El Maliki, Ahmet El Esedi ve Fetih Koalisyonu lideri Falih Feyyad gibi Şii liderlerin Sadr’a karşı birleşmesiyle “Şii Koordinasyon Çerçevesi” grubu kurulmuştur. Mukteda es-Sadr bu gruba karşı Sünniler ve Kürtlerle birlikte bir ulusal çoğunluk hükümeti kurmak istiyordu. Ancak Şiilerin şiddetli muhalefeti ve iki ana Kürt partisi olan KDP ve KYB arasındaki ayrılık, Mukteda es-Sadr’ın üç denemeye rağmen hükümeti kuracak çoğunluğu sağlayamamasına neden oldu. KDP ve KYB arasındaki bölünmenin nedeni, cumhurbaşkanlığı için tek bir aday üzerinde anlaşamamalarıdır. KYB tarafı mevcut cumhurbaşkanı ve aynı zamanda kendi partilerinden olan Berham Salih’in görevde kalmasını istiyordu. KDP tarafı ise erken seçimlerde KYB’den daha fazla oy aldıkları için kendi adayları olan eski Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’nin cumhurbaşkanı olmasını istiyordu. İki tarafın ortak bir aday üzerinde anlaşamaması, Sadr Hareketi ve Şii Koordinasyon Çerçevesi arasındaki bölünmede farklı partileri desteklemelerine neden oldu. Sadr’ın KYB’nin desteğinden mahrum kalması, parlamentoda yeni bir başkan seçilememesine ve dolayısıyla yeni bir hükümet kurulamamasına neden oldu. Çünkü anayasaya göre hükümeti kurma görevinin yeni seçilen cumhurbaşkanı tarafından verilmesi gerekiyor.

Mukteda es-Sadr planladığı ulusal çoğunluk hükümetini kuramayınca parlamentodaki kendi hareketine mensup 73 milletvekiline istifa emri verdi. Sadr’ın bu hamlesi, parlamentodaki muhalefeti halk muhalefetine dönüştürmeye çalıştığı yorumlarına yol açtı. Sadr ayrıca bu hamlesiyle krizi tırmandırarak yeni dönemde vazgeçilmez bir unsur olduğunu göstermek istemiştir. Çünkü Sadr, Şiirler’in kendisi olmadan ortak bir başbakan adayı çıkaramayacağını düşünüyordu.

Ancak Sadr’ın planı tutmadı ve Şii Koordinasyon Çerçevesi Muhammed Şii Sudani’yi ortak başbakan adayı olarak belirledi. Ancak Mukteda es-Sadr kendisine bağlı kitleleri harekete geçirerek bu adayın oylanmasını engelledi. 27 Temmuz ve 30 Temmuz tarihleri arasında Sadr taraftarları Yeşil Bölge’deki Parlamento binasını iki kez bastı. Olaylar sırasında Mukteda es-Sadr destekçilerinden parlamento binasını terk etmelerini ancak Yeşil Bölge’de oturma eylemlerine devam etmelerini istedi. Mukteda es-Sadr, Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin parlamentoyu toplamasını ve böylece kendi adayını başbakan yapmasını engellemek için halk muhalefetini kullandı. Sadr bu halk muhalefetini Ağustos sonunda yeniden harekete geçirdi.

29-30 Ağustos Çatışmaları

Ağustos ayı sonundaki gösteriler Şii lider Mukteda El Sadr’ın siyasetten tamamen çekildiğini açıklamasıyla başladı. Sadr’ın bu hamlesi geniş taraftar kitlesi arasında infiale yol açmış ve Sadr yanlısı gruplar başkent Bağdat’ta ve Iraklı Şiilerin yoğun olarak yaşadığı güney vilayetlerinde sokaklara dökülmüştür. Bağdat’taki gösteriler hükümet binalarının ve dış temsilciliklerin bulunduğu Yeşil Bölge’de yoğunlaşmış ve Sadr taraftarları Yeşil Bölge’deki Başkanlık Sarayı ve Hükümet Sarayı’nı basmıştır. Irak güvenlik güçlerinin plastik mermi ve göz yaşartıcı gaz ile müdahalesi sonucu göstericiler devlet binalarından tahliye edilmiş ve Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı tarafından yapılan açıklama ile ülke genelinde süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Sadr yanlısı kitleler ilan edilen sokağa çıkma yasağını görmezden gelerek Bağdat’ta Yeşil Bölge çevresinde ve diğer şehirlerde gösterilerine devam etti.

29 Ağustos akşamı sokak gösterileri yeni bir boyuta evrilerek yoğunlaştı. Sabah saatlerinde atılan plastik mermiler gerçek mermilere dönüşmüş ve Mukteda es-Sadr’a bağlı silahlı milisler sokaklara dökülmüştür. Ağır silahların kullanıldığı şiddetli çatışmalar gece boyunca devam etti. Olayların fitilini ateşleyen istifanın sahibi Mukteda es-Sadr, çatışmaların durdurulması çağrısında bulundu ve çatışmalar sona erene kadar açlık grevinde olduğunu açıkladı. Sadr’ın bu hamlesi olayların sorumluluğunu üstlenme girişimi olarak yorumlandı. Ayrıca bu açıklamanın ardından çatışmaların devam etmesi Sadr’ın kendi kitlesini kontrol etmekte zorlandığı yorumlarına neden oldu. Gösterilerin çatışmaya dönüşmeye başlaması üzerine Başbakan Mustafa el-Kazemi, Başbakanlık Medya Ofisi’nin resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ordu mensuplarına göstericilere ateş edilmemesi talimatı verildiğini, bu emre uymayanların yargılanacağını duyurdu. Ancak Sadr yanlısı kitlelerin karşısında Irak Silahlı Kuvvetleri’nin yanı sıra rakip Şii milis gruplar vardı ve bu milis grupların asıl sadakati liderlerine idi.

Sonuçta tarafların çatışmayı durdurma ve itidal çağrıları sonuçsuz kaldı ve 29 Ağustos akşamı başlayan silahlı çatışmalar gece boyunca devam etti. Toplam 23 kişinin öldüğü ve 700 kişinin yaralandığı çatışmalar 30 Ağustos sabahı Mukteda es-Sadr’ın destekçilerine 1 saat içinde sokaklardan çekilmelerini emretmesiyle sona ermiştir.

Gelinen noktada çatışmalar şimdilik durmuş olsa da Irak siyasi sistemi hala istikrardan uzak. Sadr’ın destekçilerini sokaklardan çekmesinin nedenleri olarak; olayların barışçıl protestoların ötesine geçmesi, karşı tarafın erken seçimi kabul etmesi ve Sadr’ın Sünni ve Kürt bloklar tarafından yalnız bırakılması gösteriliyor. Önümüzdeki dönem için bir erken seçim planlanıyor ancak yeni bir seçimin sistem kaynaklı sorunlara nasıl bir fayda sağlayacağı merak konusu.

Referanslar

BBC, “Saddam Hüseyin idam edildi ” https://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2006/12/061230_saddam_death.shtml(Erişim tarihi: 10.09.2022)

Duman, B. “Bir asrın izleri…”, Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dusunenlerin-dusuncesi/bir-asrin-izleri-6667617 (Erişim tarihi:10.09.2022)

Anadolu Ajansı, “Irak’ta 2019’a hükümet karşıtı gösteriler damgasını vurdu”, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irakta-2019a-hukumet-karsiti-gosteriler-damgasini-vurdu-/1683472, (Erişim tarihi: 10.09.2022)

Aygün, F. T. “Irak’ı neler bekliyor?”, https://www.star.com.tr/acik-gorus/iraki-neler-bekliyor-haber-1729053/ (Erişim tarihi: 10.09.2022)

Duman, B. “Irak’ta Şiiler arasındaki çekişme derinleşiyor”, Rudaw, https://www.rudaw.net/turkish/opinion/22062022(Erişim tarihi: 10.09.2022)

Alaca, M. “Bir sonraki Irak Cumhurbaşkanı için çekişme: Düğüm nasıl çözülür?”, Mena Affairs, https://menaaffairs.com/row-over-next-iraqi-president-how-to-untie-the-knot/ (Erişim tarihi:10.09.2022)