Lübnan, son yıllarda derinleşen ekonomik krizlerle mücadele ederken, uluslararası aktörlerin politikaları, ülkenin ekonomik ve siyasi dinamiklerini önemli ölçüde etkilemiştir. Bu analizde yeniden seçilen Trump kabinesinin ve uzun bir aradan sonra restore edilen Lübnan hükümetinin ilişkileri ve yaşanan gelişmeler incelenmiştir. Analizde Lübnan’ın ekonomik krizinin temelleri, IMF ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) gibi kurumların rolleri ve Trump yönetiminin politikalarının Lübnan üzerindeki yansımaları ele alınacaktır.
Lübnan, 2019’dan bu yana, yıllarca süren sürdürülemez makroekonomik politikaların, aşırı değerli bir döviz kurunun ve büyük bir finans sektörünün desteklenmesinin, şeffaflık sorunlarının ve yapısal reformların eksikliğinin bir sonucu olarak benzeri görülmemiş bir ekonomik krizle karşı karşıyadır. 2019’un sonlarında hızlanan sermaye çıkışları, Mart 2020’de egemen temerrüde yol açmış ve bunu derin bir resesyon, Lübnan para biriminin değerinde dramatik bir düşüş ve üç haneli enflasyon izlemiştir. Kriz, COVID-19 pandemisi ve Ağustos 2020’deki Beyrut limanı patlamasıyla daha da kötüleşmiştir (IMF, 2022).
Bu noktada IMF, Lübnan ekonomisini yeniden yapılandırmak amacıyla 2022 yılında 46 aylık bir genişletilmiş fon düzenlemesi kapsamında yaklaşık 3 milyar dolarlık bir destek paketi sunmuştur. IMF, bu anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için Lübnan’dan bir dizi reformların hayata geçirilmesini talep etmiştir. Bu reformlar finans sektörünün yeniden yapılandırılması, mali disiplinin sağlanması, kamu işletmelerinin verimliliğinin artırılması, yolsuzlukla mücadele, şeffaflığın artırılması ve güvenilir bir para ve döviz kuru sisteminin oluşturulmasını içermektedir (IMF, 2022). Lübnan ve IMF görüşmeleri görünürde birçok fayda vadetse de uygulamaya geçilmediği için günümüze dek etkili bir ekonomi yönetimi uygulanmamıştır. Anlaşmanın başarısızlığında en önemli etkenlerden biri ülkedeki siyasi ve finansal elitlerin direncidir (The Century Foundation, 2023). Mevcut sistemden elde ettikleri avantajları kaybetmek istemeyen elit kesim, IMF’nin talep ettiği şeffaflık ve hesap verebilirlik gerektiren reformlara karşı çıkmıştır. Ayrıca reformların uygulanmasındaki yavaşlık da anlaşmanın sekteye uğramasına neden olmuştur (The Century Foundation, 2023). IMF’nin ön koşul olarak sunduğu bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması, yolsuzlukla mücadele ve kamu maliyesi reformları gibi kritik alanlarda yeterli ilerleme sağlanamamıştır. Lübnan’daki kronik siyasi istikrarsızlık ve hükümetin zayıflığı da bu süreci olumsuz etkilemiştir.
Lübnan hükümeti, 2025 yılı itibariyle IMF ile yeni bir program müzakere etmeyi hedeflemektedir. Şubat 2025’te onaylanan bir politika bildirisinde hükümetin finansal temerrüt ve kamu borcuyla başa çıkmak için IMF ile resmi görüşmelere başlayacağı belirtilmiştir. Bu programın bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması ve ekonomik canlanma için gerekli reformların uygulanmasını içermesi beklenmektedir (Reuters, 2025). IMF, Lübnan’ın ekonomik rehabilitasyonu için kapsamlı bir strateji benimsemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bir diğer önemli gelişme, 27 Mart 2025’te Merkez Bankası Başkanlığı’na Karim Souaid’in atanmasıdır. Cumhurbaşkanı Joseph Aoun’un desteğiyle göreve gelen Souaid’in reform yanlısı olduğu mesajı verilmiştir (AP News, 2025). Souaid, 2023’ten beri boşlukta olan başkanlık görevine, kamu fonlarını zimmete geçirmekle suçlanan ve tutuklu Riyad Selame’nin ardından gelmiştir (Al-Arabiya, 2025). Aynı gün IMF sözcüsü Kozack, Lübnan’ın yeni reform programının finans sektörünün yeniden yapılandırılması ve borç sürdürülebilirliğine odaklanması gerektiğini belirtmiştir (Aawsat, 2025). IMF ile görüşmeler sürmekle birlikte, yerel kaynaklar IMF’in reformlarına karşı endişeli yaklaşmaktadır. Örneğin, IMF’in önerdiği bir diğer yasa, bankaların Merkez Bankası’ndaki mevduatlarının silinmesini içermekte. Yani, bankaların kayıplarını geçici olarak dondurarak finansal sistemin çökmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Yetkililer, bu işlemin yaygın bir mali çöküşe yol açacağı konusunda uyarmakta ve aynı zamanda mevduat sahiplerinin fonlarını da yok edeceğini söylemektedir (Kataeb.org, 2025). Özetle, IMF’nin reform talepleri Lübnan’ın ekonomik yapısında köklü değişiklikler gerektirmektedir. Reformların hayata geçirilmesi ülkedeki siyasi ve ekonomik güç dengeleri nedeniyle zorlu bir süreç olacaktır.
IMF’in yanı sıra ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı, kısaca USAID, Lübnan’da altyapı projeleri, sivil toplum kuruluşları ve belediyelere destek sağlayarak ülkenin kalkınma çabalarına katkıda bulunmuştur. Yeniden seçilen Trump yönetiminin almakta olduğu kararlar, USAID’in Lübnan’daki faaliyetlerini doğrudan etkilemiştir. Bu kararlara örnek olarak Trump yönetiminin 20 Ocak’ta USAID’i bağımsız bir ajans olarak kapatma ve kalan fonksiyonlarını Dışişleri Bakanlığı’na entegre etme girişimleri örnek verilebilir. Elon Musk’un USAID’i bir suç örgütü olarak tanımlamasıyla, 42,45 milyar dolarlık yıllık bütçesini uluslararası kalkınma yardımları için ayıran bir kurumun faaliyetlerini dondurmak için harekete geçilmiştir (Carnegie Endowment, 2025). Trump yönetimi, “Önce Amerika” politikası çerçevesinde dış yardımları gözden geçirme ve azaltma eğilimindedir. Bu nedenle Lübnan gibi dış yardımlara bağımlı ülkeler son derece olumsuz etkilenmiştir. USAID fonlarının askıya alınması Lübnan’daki kalkınma projelerinin durmasına ve ekonomik krizin daha da derinleşmesine yol açmıştır (New Arab, 2025). Her ne kadar ABD yargısı 13 Şubat’ta Trump yönetimine, dış yardımlara getirilen genel dondurma kararını geçici olarak kaldırma emri vermiş olsa da Lübnan’da oluşan zarar artık geri döndürülemez bir hâl almıştır (New Arab, 2025). Örnek vermek gerekirse 28 Ocak’ta, Lübnan’da geri dönüşüm alanında faaliyet gösteren yerel bir STK’ya, çalışmaları durdurması için resmi bir bildirim gönderilmiş, ardından şubat ayı ortasında kurumun sözleşmesi tamamen feshedilmişti. Bu STK’nın bütçesinin tamamı — maaşlar da dahil olmak üzere — USAID tarafından finanse ediliyordu. STK başkanı, The New Arab’a verdiği demeçte üç çalışanına maaş ödeyebilmek için hemen kendi maaşını kestiğini ifade etmiştir. USAID hibelerinin dondurulması sadece STK’ları etkilememiş, tüm sektörlerdeki kalkınma programlarının askıya alınmasına sebep olmuştur. Hizmetlerin ani şekilde askıya alınması, bursları aniden askıya alınan öğrenciler de dahil olmak üzere binlerce yararlanıcıyı anında etkilemiştir. Trump, kurumun geleceğine karar vermek için 90 günlük bir süre belirlemiştir ve nihai kararın 20 Nisan’a kadar açıklanması beklenmektedir.
Sonuç olarak, Lübnan’ın karşı karşıya olduğu ekonomik kriz son derece karmaşık bir problem teşkil etmektedir. IMF’in talepleri ülkenin finansal sürdürülebilirliğini yeniden inşa etme fırsatı sunmaktadır fakat Lübnan’daki köklü sistemin değişmesini talep etmektedir, bu da son derece zorlu bir süreçtir. Öte yandan Trump yönetiminin USAID fonlarını askıya alması gibi dış politika hamleleri Lübnan’ın kalkınma projelerini ve sosyal destek ağlarını derinden etkilemiştir. Lübnan hükümetinin hem iç reformları hayata geçirirken hem de uluslararası finansman kaynaklarını güvence altına alırken dikkatli ve dengeli bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Ülkede ekonomik toparlanma sağlanacaksa sürdürülebilir kalkınma politikaları oluşturulmalı ve siyasi istikrar ön planda tutulmalıdır. Keza siyasi istikrar, birçok reformun temel taşıdır.
Kaynakça
https://www.arabnews.com/node/2590117/middle-east
https://carnegieendowment.org/emissary/2025/02/usaid-trump-foreign-aid-policy-why?lang=en
https://www.arabnews.com/node/2590117/middle-east
https://www.newarab.com/features/why-usaid-freeze-shaking-lebanons-development-sector
https://www.arabnews.com/node/2589354/middle-east
صندوق النقد الدولي: لبنان بحاجة إلى استراتيجية اقتصادية شاملة Aawsat.com
https://tcf.org/content/commentary/how-lebanons-elites-sabotaged-an-imf-rescue/
https://en.kataeb.org/articles/imf-pressures-lebanon-to-reform-banking-secrecy-and-sector-oversight
Hazırlayan: Zahide İlayda Girgin